-
1 hava değişimi
-
2 hava
hava Luft f; Wetter n; Klima n; Lüftchen n; Melodie f, Weise f, Motiv n; fig Atmosphäre f; Stimmung f; Leere f, Nichts n;hava açıyor Wetter es klart auf;hava boşluğu Vakuum n; LUFTF Luftloch n;hava bozuyor Wetter es verschlechtert sich;başka bir hava çalmak Person verschieden sein, verschiedener Meinung sein;hava çekici Presslufthammer m;hava değişimi Luftveränderung f (für Kranke);hava korsanı Luftpirat m, -in f;hava köprüsü Luftbrücke f;hava kirliliği Luftverschmutzung f;hava geç(ir)mez luftdicht, hermetisch;bana usw göre hava hoş mir usw ist alles gleich;Hava Kuvvetleri Luftstreitkräfte f/pl;hava parası Abstand(szahlung f) m (für Wohnungen);hava raporu Wetterbericht m;hava sahası POL Luftraum m;hava tahmini Wettervoraussage f;hava vermek Reifen aufpumpen; (-e) einem Kranken Sauerstoff zuführen;havada kalmak in der Luft schweben, den Boden nicht berühren; fig in der Schwebe bleiben; fig aus der Luft gegriffen sein;… havası esiyor Anzeichen von … sind da;havası olmak: onda babasının havası var er hat etwas von seinem Vater;-in havasına uymak sich anpassen; kein Spielverderber sein;havaya gitmek zu nichts taugen; fig zu Wasser werden;havaya uçmak in die Luft fliegen; zu nichts taugen; fig zu Wasser werden;havayı bozmak die Stimmung verderben -
3 hava tebdili
-
4 değişim
-
5 tebdilihava
→ hava değişimi Luftveränderung f
См. также в других словарях:
hava değişimi — is. 1) Hastaların daha çabuk iyileşmesi, yorgunlukların giderilmesi vb. amaçlarla yapılan çevre değişikliği, tebdilihava 2) gök b. Havanın kapanması, açması, ısınması, soğuması vb. değişimlerin genel adı … Çağatay Osmanlı Sözlük
hava — is., Ar. hevā 1) Hava yuvarını oluşturan, bütün canlıların solunumuna yarayan, renksiz, kokusuz, akışkan gaz karışımı 2) Meteoroloji ile ilgili olayların bütünü Hava biraz bozukçaydı, dışarıda serin bir yağmur çiseliyordu. M. Ş. Esendal 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hava tebdili — is. Hava değişimi … Çağatay Osmanlı Sözlük
değişim — is. 1) Bir zaman dilimi içindeki değişikliklerin bütünü 2) Para aracılığı olmaksızın, bir nesnenin dolaysız olarak bir başka nesne ile değiştirilmesi, değiş, değişme, değiş tokuş, takas, trampa, mübadele, trok 3) biy. Yeni döllerin atalarına… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tebdilihava — is., esk., Ar. tebdīl + havā Hava değişimi Doktorlar ümitlerini keser gibi oldular, mutlaka tebdilihavaya gitmemi söylediler. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
para — is., ekon., Far. pāre 1) Devletçe bastırılan, üzerinde değeri yazılı kâğıt veya metalden ödeme aracı, nakit 2) Kazanç Balıkçılıkta para vardır ama dalgıçlık kadar genç işidir. S. F. Abasıyanık 3) esk. Kuruşun kırkta biri Birleşik Sözler para… … Çağatay Osmanlı Sözlük